2. PARÇA
31 Aralık 2011 Cumartesi
30 Aralık 2011 Cuma
Yılbaşı gecesi ne yemeli, ne içmeli ?
Yılbaşı gecesi ne yemeli, ne içmeli ? Yılbaşında diyetinizi bozmak istemiyorsanız, yılbaşının ertesi günü rahat uyanmak istiyorsanız bu röportajı dinlemelisiniz.
DETAYLAR AZ SONRA BLOG SAYFAMIZDA !
İnsan bedenindeki en hayati organ kandır. Biyolojik hayatın devamı en önce kanımızın canlı ve akıcı kıvamını muhafaza edebilmesine bağlıdır.Kanımız için en büyük tehlike ise pıhtılaşması yani akıcılığını kaybetmesidir. Kanın pıhtılaşması, kalbi besleyen damarlarda beslenmenin kısıtlanmasına, bu da kalbin durmasına neden olur. Pıhtılaşmadan en başta SİGARAYI BIRAKARAK, rafine gıdalardan uzak durarak ve hareket ederek korunabilirsiniz.
Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr
28 Aralık 2011 Çarşamba
Sigara içen kişiler : 1- Kivi, kırmızı biber, kuşburnu, portakal, limon, maydanoz, salatalık ve diğer yeşil yapraklı sebzeler gibi C vitamini bakımından zengin besinleri tüketmelidirler. 2- Antioksidan içeriği yüksek olan soğan ve sarımsak tüketimine özen göstermelidirler.
3- Günde 1-2 bardak süt veya yoğurt veya kefir tüketmelidirler. 4- Omega 3 ve Omega 6 dan zengin olan balık, semizotu, ısırgan, keten tohumu gibi besinleri tüketmelidirler.
3- Günde 1-2 bardak süt veya yoğurt veya kefir tüketmelidirler. 4- Omega 3 ve Omega 6 dan zengin olan balık, semizotu, ısırgan, keten tohumu gibi besinleri tüketmelidirler.
Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr
27 Aralık 2011 Salı
Sigaranın zihni bulandırdığını biliyor muydunuz ? Araştırmalar özellikle kırklı yaşlarda görülen hafıza sorunları ve mantık yürütme becerisindeki azalmanın sigara ile ilgisi olduğunu ortaya koyuyor. Siz de 45 dk'lık tek bir seansta sigarayı bırakabilmek için bizimle irtibata geçebilirsiniz. info@ota.com.tr - 0212 227 70 20
26 Aralık 2011 Pazartesi
Sigaradan ilk nefesin çekilmesiyle birlikte kalbin atışı dakikada yaklaşık 20 atış hızlanır. Normalden hızlı çalışan kalbin daha fazla oksijene ihtiyacı vardır, oysa sigara dumanıyla birlikte vücuda giren karbon monoksit kandaki oksijeni kovar, dolayısıyla kalp az oksijenle çok fazla çalışmak zorunda kalır ve vaktinden önce yorulur, yaşlanır ve ölür.
Mora Terapi ile tek seansta sigarayı bırakabilmek için bize ulaşın : 0212 227 70 20 - info@ota.com.tr
Mora Terapi ile tek seansta sigarayı bırakabilmek için bize ulaşın : 0212 227 70 20 - info@ota.com.tr
Soya alışkanlığı
Soya hem lezzetli hem sağlıklı bir
kurubaklagil çeşitidir. Soyanın içeriğindeki
izoflavon ve lignan denilen besin maddeleri kısaca fitoöstrojen
başlığı altında özetlenebilir. Fitoöstrojenler insan
vücudunda östrojen hormonunu taklit eden özellik
taşırlar, dolayısıyla bazı dokularda östrojeni taklit
ederken bazı dokularda ise östrojenin etkisini bloke
edebilirler. Fitoöstrojenlerin kadınlarda sıcak basmaları ve
osteoporozu önlemeye yardımcı olabileceği belirtilmektedir.
Yanısıra soyanın kan kolesterol dengesini sağlayıcı ve içerdiği
yüksek protein miktarı sayesinde doyurucu olma özelliği
vardır. Soyanın içerdiği fitoöstrojenlerin kolorektal
kanseri riskini önlemeye yardımcı olduğu üzerinde
durulmaktadır. Fakat infertilite tedavisi gören ve yanısıra
kilo fazlalığı olan erkeklerin soya ürünlerini dikkatli
tüketmelerinde fayda olacaktır, çünkü soya
ürünlerinin sperm sayısını azaltıcı etkisi
olabilmektedir. Yapılan bir çalışmada infertilite kliniğine
başvuran erkekler arasında düzenli soya ürünü
tüketenlerin tüketmeyenlere göre ml başına 41 milyon
daha az spermi olduğu görülmüştür. Düzenli
soya tüketiminin olası sperm azaltıcı etkisinin normal kilolu
olanlara kısayla obez erkeklerde daha yaygın olabileceği
belirtilmektedir.
Sigara tiryakilerinde hiç içmeyenlere göre 5 kat fazla kırışık olduğunu biliyor muydunuz ? Sigara, A vitamini seviyesini ve serbest radikallere karşı korunma sistemini çökerterek, kırışıklıkların oluşumunu kolaylaştırır. Siz de, TEK SEANSTA SİGARAYI BIRAKMANIZI sağlayacak olan MORA TERAPİ ile sigaradan ömrünüzün sonuna kadar kurtulabilirsiniz. Daha fazla bilgi için 0212 227 70 20 - info@ota.com.tr
24 Aralık 2011 Cumartesi
23 Aralık 2011 Cuma
MORA Sigarayı Bırakma yöntemi nasıl etki eder ? Mora Terapi, vücudun nikotine olan tanışıklık durumunu ortadan kaldırmaktadır. Uygulama sonrasında sigara isteği azalmakta ve giren kişilerin hemen hepsinin söylediği gibi "vücudun sigara istemiyor olması, fiziksel bir istek duymama hali" yaşanmaktadır. Mora Terapi uygulaması sonrasında kişi, sigara içmeye kalksa bile hem eski bildiği tadı alamamakta, hem de bağımlılık durumunun eskisinden farklı olduğunu görmektedir. Etkisi, nikotin vücuda tekrar tekrar ve ısrarla tanıtılmadığı sürece kalıcıdır.
Daha fazla bilgi için . www.ota.com.tr
Daha fazla bilgi için . www.ota.com.tr
22 Aralık 2011 Perşembe
Ota Tıp Merkezi ve Ota Poliklinik 'te MORA Yöntemi ile TEK SEANSTA Sigarayı Bırakma Tedavisi başlamıştır. Yılbaşına kadar başvuran herkese açılışa özel % 25 indirim yapılacaktır. Daha fazla bilgi ve randevu için : 0212 227 70 20 veya info@ota.com.tr
Krom Mineralinin İnsan Vücudunda Önemli Etkileri Vardır
Günlük krom minerali
gereksinimi 9 yaşından büyük kadınlarda günde 21-25
mcg, aynı yaş grubunda erkeklerde günde 25-30 mcg'dır. 1-8
yaş grubu çocuklarda ise gereksinim günde ort. 11-15
mcg'dır. 1 çorba kasesi brokolide 22 mcg krom minerali
bulunduğundan iyi bir kaynaktır. Karaciğer ve istiridye de kromdan
zengin besinlerdir.
21 Aralık 2011 Çarşamba
Posa eksikliği nedeniyle doymuyor olabilirsiniz.
Posa besinlerin içinde yer almasına karşın vücudun emmediği
yegane kısımdır. Posalar gıdayla birlikte yenir fakat sindirilmeden dışkılama
yoluyla atılırlar. Başka bir deyişle posanın yenmesine rağmen sindirim
kanalından emilemediği için vücut için kalorik değeri yoktur. İlk akla gelen
soru bu durumda eğer emilmeyecekse ve dışarıya atılacaksa posanın gıdaların
içinde neden yer aldığıdır. Posalar meyve, sebze, kurubaklagil gibi gıdaların
hacimli durmasını sağlarlar, binanın iskeleti gibi düşünülebilirler, gıdanın
içinde yer kaplayıp gıdanın hacimli durmasını sağlarken bu gıdaları tüketen
insanların mide ve bağırsaklarında hacim etkisi yaratmaya devam ederler. Böylece
kalori vermeden mide ve bağırsakta oluşan bu hacim doymayı sağlar. Posalar
sayesinde doyarız. Eğer gıdaların içinde posa yer almasaydı bu durumda mide
sadece sayısız kalori ile dolar fakat buna rağmen açlık devam ederdi. Nitekim
meyve, sebze, kurubaklagil gibi posadan zengin gıdalarla beslenmeyen kişiler
hızla şişmanlamakta ve doymamaktan yakınmaktadırlar. Yanısıra bu kişilerde posa
eksikliğinde kabızlık, kan şekeri ve kan yağlarında dengesizlikler de
görülebilmektedir. Yeterince posa tüketilmediği müddetçe şişmanlık büyük bir
hızla ilerlemeye devam eder. Bu nedenle tüketilen gıdalar yeterince posa
sağlamıyorsa posa gereksiniminin tüketime hazır posa ile yerine konması oldukça
pratik ve sağlıklı şekilde doyum sağlar.
Şişman görüntünün ardında gizlenen besin öğesi eksikliklerine dikkat !
Toplum içinde şişman kişilerle ilgili bazı yanlış kanaatlerin olduğunu
görmekteyiz. Kişi kilo almışşa sanki her türlü gıdadan fazla yemiş ve
vücudunda her tür gıda maddesi aşırı miktarda varmış gibi bir düşünce hakim
olabilmektedir. Oysa ki sanılanın aksine şişman kişilerde mikro besin öğesi
(mineral ve vitamin) eksiklikleri yaygın olarak görülmektedir. Bunun nedeni
kişinin et, meyve, süt gibi temel gereklilikleri yerine sürekli makarna,
beyaz ekmek, beyaz pirinç, poğaça, kek, simit, börek, bisküvi, patates
kızartması gibi mineral ve vitaminden fakir fakat yüksek kalorili içeren
gıdalarla tek yönlü beslenmesidir. Dengesiz bir beslenmede hamur ve yağ ön
planda olduğundan kişi fazla da yese maalesef aşırı kalorinin dışında günlük
besin öğesi gereksinimlerini alamıyor demektir. Kişinin kilosu giderek
artarken diğer taraftan vücutlarında demir, kalsiyum, fosfor, B12 vitamini,
C vitamini gibi başlıca mineral ve vitaminler giderek azalmaya başlar.
görmekteyiz. Kişi kilo almışşa sanki her türlü gıdadan fazla yemiş ve
vücudunda her tür gıda maddesi aşırı miktarda varmış gibi bir düşünce hakim
olabilmektedir. Oysa ki sanılanın aksine şişman kişilerde mikro besin öğesi
(mineral ve vitamin) eksiklikleri yaygın olarak görülmektedir. Bunun nedeni
kişinin et, meyve, süt gibi temel gereklilikleri yerine sürekli makarna,
beyaz ekmek, beyaz pirinç, poğaça, kek, simit, börek, bisküvi, patates
kızartması gibi mineral ve vitaminden fakir fakat yüksek kalorili içeren
gıdalarla tek yönlü beslenmesidir. Dengesiz bir beslenmede hamur ve yağ ön
planda olduğundan kişi fazla da yese maalesef aşırı kalorinin dışında günlük
besin öğesi gereksinimlerini alamıyor demektir. Kişinin kilosu giderek
artarken diğer taraftan vücutlarında demir, kalsiyum, fosfor, B12 vitamini,
C vitamini gibi başlıca mineral ve vitaminler giderek azalmaya başlar.
Dolayısıyla şişman kişilerde demir ve B12 vitamini yetersizliğine bağlı
kansızlık çeşitlerine sık rastlanmaktadır, yanısıra yetersiz kalsiyum,
fosfor ve D vitamini eksikliğine bağlı sağlık sorunları nedeniyle tedaviye
gereksinimleri doğabilmektedir. Şişman kişilerde fazla olan yağ miktarı
tedaviyle azaltılırken, vücutta eksikliği tespit edilen mineral ve
vitaminlerin ise yerine koyma tedavisi ile düzeltilmesi önemli ve
gereklidir. Nasıl ki eksik malzeme ile yapılmış binalar kolayca yıkılıyorsa,
mineral ve vitamini eksik olan insan vücudu da ister zayıf ister şişman
olsun dengede olunmadığını gösterir. Dengesiz beslenen her kişi yaşamının
belirli bir döneminde mineral ve vitamin eksikliği ile karşılaşabilir.
Şişman kişiler dengesiz beslendikleri için mineral ve vitamin eksikliğine
sıkça rastlanabilmekte ve zayıflama tedavisinin bir parçası olarak eksik
olan mineral ve vitaminlerin yerine koyma tedavisi yapılabilmektedir.
18 Aralık 2011 Pazar
MANGO : Ortalama büyüklükteki bir mango neredeyse günlük önerilen C vitamini miktarının tamamını içerir. Kolajen üretimine etki edere, sağlıklı cilt ve bağ dokusu için önemli bir proteindir. MAngo C ve E vitamini içeren bir kaç meyveden biridir ve hafızayı güçlendirir. Ayrıca yüksek oranda bağışıklık sistemini güçlendiren beta-karoten içerir. Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr
16 Aralık 2011 Cuma
15 Aralık 2011 Perşembe
Çocuk Obezitesinden korunabilmek için ipuçları : TV, sinema ve video oyunları günde 2 saatin altına indirilmelidir, Okul spor oyunlarına çocuğun katılımı cesaretlendirilmeli ve desteklenmelidir, çocuklar ev ödevinden önce, okuldan sonra dışarıda aktif bir işe cesaretlendirilmelidir, çocuklara fitnes içerikli hediyeleri seçilmelidir (paten, ip atlama, bisiklet gibi ). Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr
14 Aralık 2011 Çarşamba
13 Aralık 2011 Salı
PRP (Platelet Rich Plasma) Bu uygulama bir kişiden alınan küçük miktardaki kanın özel bir tüpe konularak santrifüj işlemine tabi tutulmasından sonra bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen az miktardaki “platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma”nın (PRP), yine aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesini temel alır. OTA POLİKLİNİĞİ - www.ota.com.tr
12 Aralık 2011 Pazartesi
BİLGİ : Kalp kapak hastalıklarının tespit edilmesinde en önemli test EKOKARDİYOGRAFİ iken, kalp damar tıkanıklıklarının tespit edilmesinde en önemli testlerden biri EFOR testidir. Kalp ritminin özel bir cihaz yardımıyla 24 saat boyunca kaydedilip, sonuçlarının doktor tarafından incelenmesi yöntemi RİTM HOLTER; kişilerin kan basınçlarının 24 saat süreyle belirli aralıklarla ölçülüp kayedilmesi yöntemi TANSİYON HOLTER' ismini alır.
Daha fazla bilgi için : www.otatipmerkezi.com
Daha fazla bilgi için : www.otatipmerkezi.com
Stresli durumların metabolizmamızda yarattığı etkilerden birisi de hormonların etkilenmesidir. Stresle glikoz metabolizmasını sağlayan ve böbreküstü bezleri tarafından salgılanan önemli bir hormon olan kortizol etkilenir. Kortizolün yükselmesi durumunda insan bünyesi enerji yakmaktan daha çok enerji üretme ve yağ depolama halinde olur.Yüksek seviyelerde kortizol salgılayan kişiler daha çok yemek, özellikle de karbonhidratlı gıdalar seçme eğiliminde olabilirler.
www.ota.com.tr
www.ota.com.tr
10 Aralık 2011 Cumartesi
Hipertansiyon ve TUZ !
Hipertansiyon tedavisinde yapılacak ilk şey tuz alımının azaltılmasıdır. Hipertansiyon tedavisi sürse dahi tuz kısıtlaması yapılmadığı takdirde tedavi eksik kalacaktır. Gıdalarda özellikle gözden kaçan yüksek tuz oranı ekmek, turşu, peynir ve zeytin içindeki tuzdur. Hastalar tuz kısıtlaması yaparken bu gıdaların alımına dikkat etmelidir. Daha fazla bilgi için : www.otatipmerkezi.com VEYA 0212 227 70 20 VEYA info@ota.com.tr
7 Aralık 2011 Çarşamba
Selülit tedavisinde vitamin ve mineral yönünden zengin beslenmek önemlidir. Özellikle iyi bir antioksidan olan C vitamini, ciltteki kolajen yapımında önemli bir pay sahibidir. Maydanoz, karnabahar, brokoli, portakal, kivi, limon, çilek, greyfurt, yeşilbiber gibi besinler içeren, C vitamini yönünden zengin menülerle selülit tedavisinde etkin sonuçlar alınabilmektedir.
6 Aralık 2011 Salı
Ara öğünü atladığınızda kan şekeri dengeniz olumsuz etkilenebilir. Bunu alışkanlık haline getirdiğinizde, hem sonraki öğünde daha fazla besin tüketirsiniz, hem de uzun süre herhangi bir besin tüketilmediği için, vücut sinyaller yollayıp kendini korumaya alır ve bir sonraki öğünü depolama eğilimi gösterir.
Daha fazla bilgi için www.otaguzellik.com veya 0212 236 47 12
Daha fazla bilgi için www.otaguzellik.com veya 0212 236 47 12
5 Aralık 2011 Pazartesi
Yüz felcinden kısmen korunmak mümkündür. Yüzün ıslak ve nemli kalması soğuğun etkisinin artmasına neden olur. Bu nedenle yüzün ve saçların iyice kurutulması, aşırı soğuk havaya çıkmak gerekiyorsa, soğuğun etkisini azaltacak şapka, kaşkol gibi önlemler alınmalıdır. www.otatipmerkezi.com
2 Aralık 2011 Cuma
Nefes alırken, sigara içerken, hava kirliliğinden, egzoz gazlarından ve sulardan bedenimize giren serbest radikaller, hücre ölümünü artırarak yaşlanmaya neden olur. Üzüm çekirdeği ekstresi, kivi, ayran, yeşil sebzeler gibi anti-oksidanlar serbest radikaller ile savaşarak vücudumuzun savunma sistemini güçlendirirler.
30 Kasım 2011 Çarşamba
Doğurganlık çağındaki tüm kadınların AIDS konusunda bilgilendirilmesi ve gerekiyorsa test uygulanması önemlidir. Hastalığı taşıyan anneden bebeğe, doğum öncesinde, doğum sırasında veya doğum sonrasında bulaşması mümkündür. Anne sütü virusun bulaşmasına neden olabilir. Eğer HIV taşıyan bir kişi ile bulaşmaya neden olabilecek bir temas gerçekleşmişse, koruyucu önlem alınması ve izlem için bir enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurulabilir.
Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr - Enfeksiyon Hastalıkları
Daha fazla bilgi için : www.ota.com.tr - Enfeksiyon Hastalıkları
29 Kasım 2011 Salı
Hamilelik döneminde yeterli demir alınmazsa, anne
adayında yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, cildinde ve mukozalarda solukluk, saç dökülmesi gibi belirtiler
baş gösterir. Demir eksikliğine bağlı kansızlığın oluşması
durumunda ise, erken doğum riski oluşur. Ayrıca doğacak bebekte
düşük doğum ağırlığı söz konusu olabilir.
26 Kasım 2011 Cumartesi
25 Kasım 2011 Cuma
24 Kasım 2011 Perşembe
23 Kasım 2011 Çarşamba
Sigara içenler ne yemeli ? Ne içmeli ?
20 Kasım 2011 Pazar
Ota artık Youtube'da !
Cilt yenileme tedavimiz Fraxel Laser artık Youtube'da !
http://www.youtube.com/watch?v=wnuGaGMNfXI
Ultrashape bölgesel incelme sistemi detayları artık Youtube'da !
http://www.youtube.com/watch?v=lkXCilt4klY
Dövme Silme işlemi videomuz artık Youtube'da !
http://www.youtube.com/watch?v=UuTtRRHJirE
18 Kasım 2011 Cuma
17 Kasım 2011 Perşembe
Okul başarısını arttırmak için
beslenme alışkanlığında yapılacak küçük değişiklikler çok
etkili sonuçlar yaratabilir. Beslenme programının 3 ana 4-5 ara
öğün şeklinde olması, öğünlerde sebze, meyve, tahıl ve et
olmak üzere tüm besin gruplarına yer verilmesi ve mutlaka güne
kahvaltı edilerek başlanması gerekir. Eğer kahvaltı edilmez ise,
akşam yemeğinden sonra ertesi gün öğlen yemeğine kadar geçen
yaklaşık 22 saatlik süre boyunca aç kalınması konsantrasyon
bozukluğuna yol açar.
16 Kasım 2011 Çarşamba
Kasım ayında doğan tüm dostlarımıza Doğum Günü hediyeleri bizden !
Ücretsiz Mini Check Up
Ücretsiz Vücut Analizi ve
Diyetisyen
Görüşmesi
Ücretsiz Cilt Analizi ve
Doktor Görüşmesi / Ücretsiz 1 Hafta Fitness
15 Ekim 2011 Cumartesi
13 Ekim 2011 Perşembe
Diyet ve Lazer Epilasyon üyelerimize HEDİYE !
Diyet ve Lazer Epilasyon üyelerimizden 3 ya da 4 kişi getirenlere parasını iade ediyoruz !
Detaylı bilgi için 0212 236 47 12
www.ota.com.tr - info@ota.com.tr
Grip aşınızı yaptırdınız mı ?
GRİP (İnfluenza) ve GRİP AŞISI
Grip, influenza adlı virüsle oluşan, yüksek ateş, öksürük ve boğaz ağrısı gibi belirtilerle seyreden, son derece bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Pek çok insanın gribin bir çeşit soğuk algınlığı olduğunu düşünmesine rağmen, grip sonrası gelişen hastalıklar nedeniyle, her yıl binlerce kişi hayatını kaybetmektedir.
Grip, hasta kişinin öksürmesi, hapşırması ve hatta konuşması ile havaya dağılan virüs içeren damlacıkların, solunum yoluyla alınması ile yayılmaktadır. Bu damlacıklar birkaç saat boyunca havada kalabilir ve insanlara hastalığı bulaştırabilir. Bu nedenle okul, iş yeri gibi kalabalık ortamlarda bulunan kimseler özellikle risk altındadır. Grip, virüs bulaşmış el ve cansız nesnelerle temas sonucu da bulaşabilmektedir. Grip virüsü, hastalığın belirtileri başlamadan bir-iki gün öncesinden başlayarak, hastalığın belirtileri başladıktan sonraki 4–5 gün boyunca bulaştırılabilmektedir ve hasta kişiyi en az 3–5 gün süreyle yatağa bağlar.
Grip virüsleri sıklıkla değişirler ve bir grip virüsü ile hastalık geçirmek, kişiyi diğer türlerdeki virüslerden korumaz. Dolayısı ile grip geçirmiş kişi, tekrar aynı hastalığa yakalanabilmektedir. Korunmada aşının katkısı oldukça önemlidir. Virüsün hemen her yıl genetik yapısını değiştirmesi ve farklı bir virüs olarak ortaya çıkması nedeniyle aşı her yıl tekrar yaptırılmalıdır. Grip aşısının etkinliği %70-90’dır. Sağlıklı erişkinlerin %90’ını hastalıktan korumaktadır.
Dr. Tülay Türksoy Akvardar
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı
OTA TIP MERKEZİ
Sigara ve Beslenme
Sigara içen kişinin kanında oksijen taşıma kapasitesinin de azalmasıyla
hücreler düzenli olarak çalışamaz hale gelir. Yetersiz sindirilen besinler etkin
şekilde kullanılamadığında ise beslenme olumsuz etkilenmektedir.
11 Ekim 2011 Salı
Beslenme ve diyet uzmanımızdan brokolinin faydaları;
Brokoli içindeki sulforafan maddesi sayesinde akciğer sağlığını koruyucu niteliklere sahiptir. Brokolinin bu özelliliğini hatırlamak için brokolinin şekil olarak ta akciğere benzerliğini düşünmek yeterlidir. Sağlıklı bireyler için üst solunum yolu ve akciğeri kapsayan alt solunum yolu enfeksiyonlarının yaygın olarak görülebildiği son bahar mevsiminde korunmak ve sağlıklı beslenerek bağışıklık sistemini kuvvetli tutmak önem taşır. Brokoli tüketimi koruyucu bir tedbir olmakla beraber, akciğeri hasta olan ve akciğer enfeksiyonu olan bireylerde bakterilere karşı mücadele edemez hale gelmiş olan hücreleri aktifleştirmeye ve enfeksiyona karşı temizleyici görevlerini yapmaya yardımcı oluyor. Brokolinin gaz yapıcı etkisine fazla maruz kalmamak için gün aşırı ana öğünlerinizden birine eşlik edecek şekilde 3 parça tüketmeniz yeterlidir.
3 Eylül 2011 Cumartesi
Fito-Diyet Nedir ?
Fitoterapi, bitkilerin içerdiği kimyasal maddeleri belirli doz ve şekillerde kullanarak hastalıkları önleme ve tedavi etmektir. Şifalı bitkiler ile tedavi anlamına gelen Fitoterapi, farmakolojinin bir dalıdır.
Fitoterapi terimi ilk kez 1870-1953 yılları arasında yaşamış Fransız hekim Henri Lenclerc tarafından La Presce Medical adlı dergide kullanılmıştır. Oysa, bu tarihten çok önce bitkilerin hastalıkların tedavisinde ve koruyucu hekimlikte kullanıldığını bilmekteyiz. Konuya dair en eski kayıtlar 5000 yıl öncesine dayanmaktadır.
Bitkiler, insanların yaşamlarını ve sağlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli besin öğelerini ve elementleri içeren sonsuz bir kaynaktır.
Bitkisel tedavi, son yıllarda ilaçların yan etkilerin çokluğu, doğallığın yan etkiden arınmış olduğu düşüncesi, ilaç fiyatları,kronik hastalıklar, gibi pek çok nedene bağlı olarak yeniden popüler hale gelmiştir.
Fito-diyet , bilinen ve uygulanan sağlıklı beslenme kuralları eşliğinde aynı zamanda kişiye özel bitkisel karışımların da kullanıdığıbir diyet programıdır.Kişinin yaşam tarzı, ideal kilosu, kişisel özellikleri, laboratuar bulguları ve hastalıkları dikkate alınarak hazırlanır.
Fitodiyet, kilo vermek isteyenlerin uygulayacağı bir program olmasının yanı sıra, sağlıklı yaşamak isteyen, kronik hastalığı için fitoterapiden destek almak isteyen kişilerin de başvurabileceği bir programdır. Çocuklukta, büyüme ve gelişme çağında, gebelikte, emziklilikte, lohusalıkta, menopozda kısaca hayatın her yaş döneminde nasıl beslenmemiz gerektiğini ve hangi doğal yaklaşımların beslenmemize olumlu katkı sağlayacağını öğreten bir sistemdir.
Fitodiyeti diğer diyetlerden ayıran fark, diyetin bir fitoterapi uzmanı tarafından da destekleniyor olmasıdır. Kişinin bir hastalığı ya da desteklenmesi gereken özel bir durumu (menapoz,ergenlik v.s.) varsa doktor kontrolünde olmak kaydıyla, fitoterapi uzmanı tarafından hastalığına uygun olacak şekilde şifalı bitkiler diyete eklenir. Fitodiyetin diğer bitkilerle yapılan tedavilerden farkı kesinlikle kişiye özel olması ve doktor,diyetisyen fitoterapi uzmanı tarafından uygulanıyor olmasıdır.
Son olarak unutulmamalıdır ki , fitodiyet, alışılmış diyet listelerinin dışında farklı tatlarla zenginleştirilmiş, dinamik, heyecanlı ve aktif bir diyettir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)